Fulya Davasında Dünden Bugüne Yaşananlar

Dean Mouhtaropoulos/Getty Images
facebooktwitterreddit

Beşiktaş tarihinin en önemli hukuk mücadelelerinden biri olan Fulya Davası nedir? Fulya davası ve süreçte yaşananları “Fulya Davası” dosyasında derlendi.

Kamuoyunda Fulya davası olarak bilinen dava aslında Şubat 2008’de yapılan Mali Genel Kurul’da Yıldırım Demirören başkanlığındaki yönetim kurulu ve denetleme kurulunun ibra edilmelerinin iptalinin istenmesi için açılan dava. Fulya Davası nedir? Detaylar haberde.

Fikri temelleri efsane başkan Süleyman Seba döneminde atılan, “Beşiktaş’ın kurtuluşu” olarak görülen Fulya Projesi Yıldırım Demirören döneminde fiziki olarak hayata geçirildi. Ancak Fulya’da beklenen olmadı.

Biten Fulya Projesi’nde sözleşme gereği olması gereken paylaşıma (%67 BJK – %33 Müteahhit Firma) uyulmadığı gibi Beşiktaş kulübüne değeri en düşük olan otopark gibi alanlar verildi. Sözleşmeye aykırı olarak çıkılan fazla katlardan ise Beşiktaş’a hiçbir şey verilmedi!

Fulya’dan karlı çıkan tarafın müteahhit firma olması ve Beşiktaş’ın çok büyük bir zarara uğratıldığı gerçeğinin ortaya çıkmasının ardından 2008 Şubat’ında yapılan Mali Kongre’de 22 kongre üyesi yönetim kurulunu ibra etmedi.

Bu üyelerden 5’i (Altay Altın, Teoman Ayyıldız, Taşkın Mınık, Cengiz Sarıkaya ve Atilla Odabaşı) avukat Murat Ersöz aracılığıyla İstanbul 6. Asliye Sulh Hukuk mahkemesinde dava açtı.

Beşiktaş’ın eski antrenörlerinden kongre üyesi Hürser Tekinoktay da BJK divan üyesi avukat Tekin Bilge’ye vekalet vererek İstanbul 8. Asliye Sulh Hukuk mahkemesinde Mali Kongrenin iptaline istinaden dava açtı.

Mahkemenin ilerleyen safhalarında 5 kişinin (Altay Altın, Teoman Ayyıldız, Taşkın Mınık, Cengiz Sarıkaya ve Atilla Odabaşı) 6. Asliye Sulh Hukuk mahkemesinde açtığı davayla 8. Asliye’de Hürser Tekinoktay’ın açtığı dava, konuların aynı olması nedeniyle birleştirildi.

Mahkemede davacılar, Fulya’da inşaatın projeye aykırı yapıldığını, rantın artmasına rağmen, artan inşaattan Beşiktaş’a pay verilmediğini belgeleriyle mahkemeye sundu.

Tekinoktay paylaşımdan doğan zararları şöyle anlatıyordu;

“İnşaatta proje ve ihale sonra değiştirilmiş, projeden kazanım/ rant artmış. Mal sahibi biziz ve bu kazanımın sözleşmede olduğu oranlar ile paylaşılması gerekir. Kaldı ki bu tip durumlarda mal sahibi fazlalıkların tamamı benim diyerek, iskan bakanlığının belirlediği m2 fiyatlarını müteahhide ödeyerek hepsini hukuk yoluyla alabildiği biliniyor.

Neticede 58.000 m2 imalatın fazlasında bizim kağıt ve hukuk üzerinde olduğu gibi haklarımız var. Hangi oranda? Tabii ki en az 67/33 oranında! Bizim olması gereken %67 içindeki imalatı bile müteahhit kendi ticaretinde kullanmış! (Beşiktaş Belediyesi ile ikili anlaşma/takas esnasında bizim malımız verilmiş)

İlhan Durusoy %67’lik kısmın çoğunun otopark olmasına ”Garajın da bir değeri var” diye cevap veriyor. Otoparkın gelirlerin müteahhide ait olan dairelerden daha kıymetli ve gelir getirici olduğunu iddia edip ibra oldular.

Yıldırım Demirören iyi bir Beşiktaşlı ve sözlerinde prensip sahibiyle bu zararı telafi etmesi gerekir. Bu vaatlerle ibra olup sonrasında Beşiktaş Kulübü’nü büyük zararla baş başa bırakıp çekip gitmek olmaz.”

Daha sonra Fulya davasında Yıldırım Demirören dönemine ait net zararlar Vicente Del Bosque ve Matteo Ferrari’ye ödenen tazminatlar, sahte evrak nedeniyle Beşiktaş’ın UEFA’dan men edilmesi gibi olaylar da yer almaya başladı.

Bitti Denilen Dava Yargıtay’dan Döndü

Ancak Fulya davasında mahkeme önce Yıldırım Demirören ve yönetiminin ibra edilmesi kararının yerinde olduğunu ve dernek işlemlerinin denetlemesinin idari makamlara ait olduğunu öne sürerek davanın reddine karar verdi. Hürser Tekinoktay davanın reddiyle birlikte bitti denilen davayı Yargıtay’a taşıdı. Şubat 2012‘de Yargıtay kararını verdi ve mahkemenin davanın reddi yönündeki kararını bozdu.

Yargıtay kararındaki şu ifadeler tarihe geçti;

“Yönetim ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin genel kurul kararının içerik denetiminin de yapılması, bilirkişi raporu içeriğinde saptanan olgular da dikkate alınarak dava dilekçesinde öne sürülen derneği zararlandırıcı işlemlerin gerçekten var olup olmadığının duraksamasız saptanması, bu nitelikte işlemlerin varlığı saptandığı takdirde bu işlemlerin genel kurula sunulan faaliyet raporlarında ve bilançoda gösterilip gösterilmediğinin, ibra öncesinde bu işlemler konusunda üyelerin bilgilendirilip bilgilendirilmediğinin belirlenmesi, genel kurulun ibra kararının içerik yönünden iptalinin gerekip gerekmediğinin de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve soruşturma ile ve yersiz gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”

Fulya Davası Nedir? Karar 2015’te Çıktı

Derken Aralık 2015’te yani davanın açılmasından 7 yıl sonra mahkeme kararını verdi. Mahkemenin davayı kabul etmesiyle Yıldırım Demirören yönetimi ve denetim kurulunun 2008’deki ibrası iptal oldu.

Mahkeme kararında “Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği’nin 24/02/2008 tarihli genel kurul toplantısında alınan yönetim ve denetleme kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararların iptaline karar verilmiştir” denildi.

Hasan Arat: Fulya Davası Türkiye’de Milattır

“Bu davayı açanları, kulübün menfaatini bu kadar yakından takip edenleri ve bu davaya destek veren herkesi bir Beşiktaşlı olarak gönülden tebrik ediyorum. Türkiye’de bir milattır. Halkın takımı, kendi meselesine sahip çıkmıştır.

Bundan sonra hiç kimse istediği şeyi istediği gibi yapamayacaktır. Yönetim Kurulu, hukuken kendi değerlendirmesini yapacaktır. Bu değerlendirmeyi yaparken çok dikkatli olmalıdır. Çünkü burada aslolan Beşiktaş’ın menfaatidir. Beşiktaş’ın menfaati her türlü menfaatin üstündedir. Bu koltukta bugün oturanlar yarın oturmayacaktır.”

Fulya Davası Gerekçeli Kararı 2016’da Açıklandı

Tarihi davada gerekçeli kararın açıklanması 2016’yı buldu. Yıldırım Demirören başkanlığındaki dönemin yönetim kurulu tarafından Genel Kurulun yanıltıldığı ve kulübün zarara uğratıldığı vurgulandı.

İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından açıklanan gerekçeli kararda Beşiktaş’ın Vicente Del Bosque ve Matteo Ferrari’ye ödenen tazminatlarda açıkça zarara uğratıldığı ve bu konularda Genel Kurul üyelerinin yanıltılarak yönetim kurulunun ibra edildiği kaydedildi.

Gerekçeli kararda Del Bosque ile ilgili olarak, “Genel Kurul bu konuda yanıltılmış, bu antrenörün gitmesiyle derneğin hiçbir zarara uğramadığı intibaı yaratılmıştır” denilirken Ferrari konusunda ise “Şirketin bu tazminat nedeniyle açıkça zarara uğradığı anlaşılmış, dolayısıyla derneğin de iştiraki olan bu şirketin uğradığı zarar nedeniyle zarara uğradığı çok açık olmakla, bu konuda da genel kurul yanıltılmış ve yönetim kurulu ile denetleme kurulunun ibra edilmesi yolunda genel kurulun iradesi sakatlanmıştır” ifadeleri kullanıldı.

Gerekçeli Kararda Fulya Konusu

Gerekçeli kararda Fulya Davası’nda kulübün zarara uğratılmadığı iddiasını ise Hürser Tekinoktay’ın vekili olarak davalara giren eski BJK sporcusu avukat Aker Çıtak şu sözlerle yorumladı:

“Mahkeme, ibra kararlarının iptali gerekçeleri arasında, Fulya inşaatı konusuna yer vermedi. Bilakis. Kararda Fulya inşaatı konusunda kulübün zararının oluşmadığı ifade ediliyor. Ancak bu ifade, ibra kararlarının iptalini olumsuz etkilemiyor. Mahkemenin, Fulya’da zarar yok şeklindeki tespiti esasen doğru değil.

Davanın esas konusu yönetim ve denetleme kurulu üyelerinin ibrasının iptalidir. Fulya inşaatı konusundaki hatalı tespit ise, kulübün Fulya'daki zararları için açabileceği dava haklarını ortadan kaldırmıyor. Yani Fulya inşaatı, ibraların iptali için bir gerekçe olmadıysa bile, bu, zararların tazmini için davalar açılmasına engel teşkil etmiyor.

Sonuç olarak kulübün tek menfaati, kararın temyiz edilmemesinde ve Fulya’daki zararların tespiti ile tazmini için davalar açılmasından geçiyor. Mahkemenin bu kararı ile BJK yönetimi eski yönetimlerden hesap sorma ve zararı tazmin etme imkanına kavuşmuştur. Buna rağmen yönetim kararı temyiz ederse bu çok düşündürücü olacaktır.”

Gerekçeli kararda Fulya’dan böyle bahsediliyordu. Ancak mahkemeye sunulan resmi bilirkişi raporlarında ise Beşiktaş’ın zararı açık bir şekilde ortaya konuyordu;

“Tadilat ruhsatı ile Yüklenici (Aşçıoğlu) ilave 5 normal kat veya 28 daire almış olmaktadır. İşyeri bloklarında ise: Alışveriş merkezi 33 dükkan, toplam alan 20.970,20 m2, 36 ofis toplam alan 13.139,58 m2, ortak alanlar 38.754,30 m2 olmuştur.

Binada kat sayısı 5 bodrum + 23 subasman üstü olmak üzere 28 olmuştur. Hastane blokunda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu durumda BJK Derneği de hemen hemen tamamı otopark katında olmak üzere 72.864,08 m2 – 65.477,53 m2 = 7.386,55 m2 fazla alan elde etmektedir.

Burada irdelenmesi gereken husus, tadilat ruhsatı ile yüklenicinin alacağı fazla 28 adet konuttan (2 blokta 56 konut) Derneğin (BJK) herhangi bir talebinin olup olamayacağıdır. Davacılar bu fazla yapılan konutlardan Derneğin %67 hisse alması gerektiğini, bunun alınmaması nedeni ile Derneğin zarara uğratıldığını iddia etmektedirler.”

Fikret Orman Temyize Gitti, Tespit Davası da Açmadı

Davanın kabul edilmesinin ardından gözler Fikret Orman yönetimine çevrilmişti. Hürser Tekinoktay, avukat Aker Çıtak ve Beşiktaş camiasından birçok kişi yönetimi temyize gitmemeye davet ederken tam tersi yaşandı.

Daha önce “Fulya davasını ben açtım” diyen ve 2012’de başkanlık koltuğuna oturan Fikret Orman, yönetimi döneminde sürekli Fulya davasında Beşiktaş çıkarlarının aleyhine işlere imza attı.

Yıldırım Demirören yönetiminin ibrasının iptaliyle sonuçlanan Fulya Davası, Fikret Orman Başkanlığındaki Beşiktaş yönetimi tarafından temyize götürüldü! Fikret Orman yönetimi tarafından yapılan başvuruda Yıldırım Demirören yönetiminin ibra edilmesine ilişkin kararın yasalara ve dernek tüzüğüne uygun olduğu iddia edilerek Fulya davasının kabulünün yasaya aykırı olduğu ileri sürüldü!

Başvuruda ayrıca Matteo Ferrari ve Vicente Del Bosque konularında yerel mahkemenin delilleri değerlendirirken hataya düştüğü iddia edildi.

Yıldırım Demirören yönetimi ile Fulya’nın müteahhidi Yaşar Aşçıoğlu arasında 28 Ekim 2008’de imzalanan Fulya ek sözleşmesinin 9. maddesinde “Projenin iskanı alındığında, taraflar birbirlerine karşı bölüşüm konusunda TESPİT TALEPLİ bir dava açacaklardır.

Bu davada BJK Fulya Süleyman Seba Projesi Gayrimenkul Satış Vaadi Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin hükümleri ve ekleri irdelenecek ve paylaşımın adil yapılıp yapılmadığı, tarafların birbirlerine karşı edimlerini yerine getirip getirmedikleri irdelenecek ve bir yargı kararı alınacaktır.” deniliyordu.

Ayrıca Fulya projesinin tamamlanmasının ardından Yıldırım Demirören yönetiminin açmadığı tespit davası Fikret Orman döneminde de açılmadı.

Yargıtay’da Bir Zafer Daha! Temyiz Talebi Reddedildi

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Şubat 2018’de Fikret Orman yönetiminin Fulya davası sonucuna yaptığı itirazı reddetti ve 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararını onadı.

Avukat Şekip Hardal Yargıtay’ın Kararını Yorumluyor;

“Beşiktaş Spor Kulübü Genel Kurulu’nun her ne kadar eski yönetim lehine Yönetim Kurulu tarafından karara itiraz etmiş olsa da Beşiktaş Spor Kulübü menfaatlerinin zarara uğraması nedeniyle Fulya projesi, Vicente Del Bosque ve Matteo Ferrari’ye ödenen tazminatlar başta olmak üzere kulübe verilen birçok zararın Demirören ve yönetiminden geri alınmasına imkan tanıyan bu kararı gündemine almalı ve hukuki rücu hakkını kullanmalıdır.

Dernek statüsündeki profesyonel futbol kulüplerimizin en büyük sorunu yönetimlerin denetlenemeyişidir. Yargıtay kararı , Spor Kulüpleri ve Spor Anonim Şirketleri Yasası’na sahip olmayan Türk futbol kulüplerinin yönetici ve başkanları üzerinde bir baskı oluşturacak diye düşünüyorum.”

Fikret Orman Yönetimi Yine İtiraz Etti!

Mart 2018’e gelindiğinde Fikret Orman yönetimi yine skandal bir girişimde bulundu.
Orman başkanlığındaki Beşiktaş yönetimi, bir kez daha Yargıtay’a itiraz ederek bu sefer “karar düzeltme” talep etti.

Böylece Beşiktaş yönetimi, Yıldırım Demirören’in ibrasını kurtarmak ve hukuki sorumluluklarını ortadan kaldırmak için bir kez daha Yargtay’a gitmiş oldu.

Demirören Fulya Davası’na Müdahil Olmak İstiyor! Haberi Yokmuş

Orman yönetiminin Fulya davasını bir kez daha Yargıtay’a taşımasının şaşkınlığı geçmemişken bir gelişme daha camiada şok etkisi yarattı.

Dönemin TFF Başkanı Yıldırım Demirören, savunma hakkının elinden alındığını hatırlayarak! davaya müdahil olma talebinde bulundu. Böylece “Demirören’den hesap soracağım” diyerek başkan olan Fikret Orman ile Demirören, tarihi Fulya Davasında aynı safta yer almış oldu.

Başvuru yazısında Yıldırım Demirören’in, İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve kamuoyunda “Fulya Davası” olarak büyük ses getiren davadan “haricen” haberdar olduğu ileri sürülerek “Sayın Başkanlığınız tarafından onanmış olan Yerel Mahkeme kararına konu yargılama safahatinde, müvekkilim davadan haberdar edilmemiş, bilgi sahibi olmamış, tüm yargı süreci müvekkil gıyabında yürütülüp sonuçlandırılmıştır.

Yerel Mahkeme kararını ve Başkanlığınız onama kararını haricen öğrenen müvekkilim, kararların kendisini doğrudan ilgilendirmesi, hukuka aykırı verilen kararın kesinleşmesi halinde, kamuoyu ve dava tarafları ile diğer ilgililerce kendisine yöneltilecek beyan ve taleplerin muhatabı olması, kişilik hakları ve itibarını yakından ilgilendirmesi nedenleri ile, dava safahatinde kullanamamış olduğu savunma, hak arama, hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde işbu karar düzeltme talebinde bulunma zorunda kalmıştır” denildi.

Yargıtay Son Kararı Verdi, Fulya Davası Bitti

Fikret Orman yönetiminin karar düzeltme ve Yıldırım Demirören’in davaya müdahillik talepleri Yargıtay tarafından 2019’da reddedildi ve tarihi Fulya davası böylece kapanmış oldu. Bundan sonra ne olacağını ise yaklaşık 15 yıllık sürecin her aşamasında yer alan Beşiktaş eski başkan adayı ve divan üyesi Hürser Tekinoktay şöyle anlattı:

1- Fulya Davası artık bitmiştir. 2007 yılı Yönetim ve Denetleme Kurulu üyelerinin ibrası mahkemece iptal edilmiş, Beşiktaş’ın zarara uğratıldığı mahkeme kararıyla ispatlanmıştır.

2- Kulübün ne şekilde zarara uğratıldığı, Şubat 2008’de Yapılan Mali Kongre’de Genel Kurul üyelerinin nasıl yanıltıldığı gerekçeli kararda detaylarıyla açıklanmıştır.

3 – Bu karar uyarınca BJK’nin Fulya, Matteo Ferrari ve Vicente Del Bosque ve UEFA olaylarındaki zararını Yıldırım Demirören ve diğer sorumlulardan tazmin etmek için tespit ve zararı tazmin davası açma hakkı vardır.

4 – Bu hak bizlere, yani genel kurul üyelerine değil, BJK Yönetim Kurulu’na aittir.

5 – Sayın Fikret Orman’ın 7.5 yıllık döneminde bu yola gidilmediği gibi Beşiktaş’ın aleyhine olacak şekilde dava temyize götürüldü.

6 – Top artık 2. Başkanlığı döneminde “Fulya’da 100 milyon dolar zararımız var” diyen Sayın Başkan Ahmet Nur Çebi ve yönetimindedir.

Ahmet Nur Çebi Fulya Davası Sürecinde Neler Yaptı?

Davanın bitmesinin ardından Tekinoktay’ın işaret ettiği mevcut başkan Ahmet Nur Çebi ise dava sürecinde çelişkili açıklamalarıyla dikkat çekti.

Çebi, 2012’te Sabah gazetesinden Fatih Doğan’a verdiği röportajda şunları söylüyordu;

“Kaybın 50 milyon Dolar’dan fazla olduğunu hesaplayan ve düşünen Fulya Komitemiz var. 8 milyonu Acıbadem’e tazminat olmak üzere ve benzin istasyonunun sebep olduğu toplamda zarar 10-15 milyon Dolar. Şerefiye hakları var ama projenin değişmesinden dolayı yine Beşiktaş bu şerefiyeden faydalandırılmıyor.

Aşçıoğlu’nun yapmadığı, buna rağmen Beşiktaş’ın kontratta yapacağını taahhüt ettiği asansör boşlukları nedeniyle kiracı Mediamarkt’tan Beşiktaş’ın kira kaybı 5-6 milyon Dolardır. Nereden baksanız ve kiralar, kayıplar olmasaydı, oranlar doğru paylaşılsaydı, doğru yönetilip yapılsa ortada Beşiktaş için totalde 100 milyon Dolarlık bir kayıp olmayacaktı.

Üzülerek söylüyorum Fulya’da ticari bir facia var.. Bunu düzeltmek için, erken sonuç alabilme adına Tahkim’e gitmek istiyoruz. Beşiktaş’ın haklarını koruyacağız.”

Ancak Çebi bu açıklamalarına rağmen Fikret Orman’ın davayı temyize götürmesine sessiz kaldı. Daha sonra ise bir Divan Kurulu toplantısında Hürser Tekinoktay’ın “Fulya’da neden temyize gittiniz” sorusuna “Fulya’da zarar yok diyen mahkeme kararına tabii ki bizler itiraz edecektik. Biz Beşiktaşlıyız” yanıtını verdi.

Ancak Beşiktaş yönetiminin itiraz sebebinin bambaşka olduğu o divan toplantısından sonra ortaya çıkmıştı.

Beşiktaş Yönetimi tarafından Fulya davasıyla ilgili Yargıtay’a gönderilen temyiz dilekçesi, Ahmet Nur Çebi’nin söyledikleriyle tamamen farklı içerikteydi. Dilekçede Beşiktaş yönetiminin, Çebi’nin dediği gibi “Fulya’da zarar yok” kısmını değil, Yıldırım Demirören yönetiminin ibrasının iptali kararını temyize götürdüğü görülüyordu.

2019’da Beşiktaş başkanlık koltuğuna oturan Ahmet Nur Çebi de Fikret Orman gibi Fulya konusunda Beşiktaş’ın lehine herhangi bir adım atmış değil.

Unutulmayacaklar: Tekin Bilge / Murat Ersöz

Fulya Davası’nda yıllarca Beşiktaş için mücadele eden ve sayısız duruşmaya bizzat katılan BJK üyesi avukatlar dava sürecinde yaşamlarını yitirdi. Avukat Tekin Bilge Ağustos 2016’da, Avukat Murat Ersöz ise Temmuz 2018’de aramızdan ayrıldı.

Kaynak: Beşiktaş Postası

(90min Türkiye artık Facebook'ta. 90min Türkiye resmi sayfasını takip etmek için tıklayın!)